İstanbul'un Ekonomi Serüveni Cem Seymen

İmparatorluğun başkenti İstanbul her ne kadar Cumhuriyet kurulduktan sonra bu statüsünü kaybetse de Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomi lokomotifi olmaya, tüm ülkenin hatta Orta Doğu ve Balkanlar’ı ekonomik, siyasi ve sosyal anlamda etkilemeye devam etmiştir. İstanbul’daki ekonominin kısa bir tarihini anlattığımız bu yazımızda şehrin ülke ekonomisinde ne kadar belirleyici olduğunu geçmiş dönemleri günümüzle karşılaştırarak anlama fırsatı bulacaksınız.

 

Cem SEYMEN

23 Ağustos 2023

 

İstanbul, dünyanın en güzel şehirlerinden biri, belki de en güzeli. Dünyadaki en eski şehirlerden biri olan İstanbul aynı zamanda bir imparatorluklar başkenti. Roma İmparatorluğu ardından Bizans İmparatorluğu sonrasında Latin İmparatorluğu görkemli kent İstanbul’u başkent olarak konumlandırmış. Bölgeye yeniden hâkim olan Bizans İmparatorluğu İstanbul’a geçmişte olduğu gibi yeniden başkentlik tacını giydirmiş. Sonrası malum… İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmed büyük değişimlerin de temelini atmış olur. Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, İstanbul yepyeni bir kaderi yaşamaya başlayacaktır. 1453 yılından Cumhuriyet’in doğuşuna, ta 1922 yılına kadar hayatını başkent olarak sürdürecektir.

 

Şehirde farklı iş kolları gelişmiş, ilerlemiş, farklı ihtiyaçlara göre yeniden şekillenmiş. Geçenlerde İstanbul Ticaret Odası’nın bir araştırmasını okuduğumda çok ilginç bulgularla karşılaştım. Araştırmanın sonuçlarına göre Türkiye’de üretilen her 100 liralık millî gelirin 30 lirası İstanbul’da oluşuyor, her 100 dolarlık dış ticaretin 49 dolarını İstanbullu firmalar yapıyor, her 100 sigortalı çalışanın 24’ü İstanbul’da istihdam ediliyor. İTO, araştırmasında 2022’de İstanbul’un Türkiye ekonomisindeki payını yüzdelik oranlar hâlinde incelemiş. Ortaya çıkan rakamlar gerçekten son derece çarpıcı. İstanbul’un tek başına 68 şehrin toplamından daha fazla millî gelir ürettiğini biliyor muydunuz? İstanbul ekonomisi, bugüne kadar belli olan verilerle, toplam vergi gelirlerinin yüzde 48,2’sini, toplam dış ticaretin yüzde 48,7’sini üretmiş durumda. Muazzam bir performanstan bahsediyoruz. Yani tek başına bir ülke gibi âdeta.

 

Yabancılara konut satışlarının %40’a yakını İstanbul’da gerçekleşmiş dersem sanırım şaşırmazsınız. Yine yabancı sermayeli şirketlerin %62’sinin adresi de İstanbul olmuş. İstanbul’la ilgili araştırmadan not aldığım çok çarpıcı birkaç rakam daha vereyim size. Türkiye 100 kişi olsaydı, 19 kişi İstanbul’da yaşıyor olurmuş. Bunun üzerine bir de Türkiye’ye gelen 100 yabancı turistten 35’inin İstanbul’u tercih ettiğini düşünün. Kalabalığın, karmaşanın, trafiğin nedenini bir nebze de olsa kavrama şansımız olabilir belki.

 

Üretkenliğe bakın ki her 100 dolarlık dış ticaretin 49 dolarını İstanbullu firmalar yapıyor. İş dünyasının ödediği 100 liralık vergi gelirinin 48 lirası da İstanbul’da tahsil ediliyor. Türkiye’deki her 100 kurumlar vergisi mükellefinin 38’i İstanbul’da bulunuyorsa ‘devletin hazinesini bu şehir dolduruyor’ demek herhâlde abartılı bir ifade olmaz. Her 100 sigortalı çalışanın 24’ü İstanbul’da istihdam edildiğine göre işgücü piyasası içinde de en gözde şehir burası.

 

İstanbul’u tanımlayan en güzel ifadelerden biri de girişimci dostu bir şehir olması. Daha önce denenmemiş, çarpıcı bir fikir bulduysan o fikrin gelişmesi için yeteri kadar enerjin ve tabii sabrın varsa İstanbul başarının anahtarlarını içinde barındıran yer. Hani Frank Sinatra şarkısında der ya “Eğer New York’ta tutunmayı başarırsan dünyanın her yerinde başarabilirsin” diye, ben de diyorum ki İstanbul’un sunduğu fırsatları gözlemlemeyi başarırsan dünyanın her yerinde keyif çatarsın. 100 liralık banka kredisinin 40’ı İstanbul’da kullanılmışsa bu şehir girişimciler için sıçrama tahtası demektir.

 

Biz Türkler yastık altını severiz. Kara gün için tasarruf yapmayı ihmal etmeyiz. Biriktirdiğimiz her 100 liralık mevduatın 41 lirası bankaların İstanbul şubelerinde bulunuyorsa vardır bir hikmeti. Her 100 şirketten 41’i İstanbul’da kurulduysa şehrin ekonomisinin devasa büyüklüğünü anlamak çok kolaylaşıyor.

Devamı