Cumhuriyet Bayramı 2018 yılında Perpa’da törenlerle kutlandı.

 

Cumhuriyetimizin 95. kuruluş yıldönümü Perpa’da törenlerle kutlandı. 27 Ekim 2018 Cumartesi günü saat 12:00’de başlayan etkinliklere Perpa A ve B Blok yönetimleri, çalışanlar ve Perpalılar yoğun ilgi gösterdi.

 

Moderatörlüğünü Perpa TV’den Anı Sağkan’ın yaptığı etkinlikte saygı duruşu, İstiklal Marşının okunması ve bayrak töreninden sonra Perpalı bir çocuğun Cumhuriyet hakkında okuduğu şiirden sonra Anı Sağkan, günün anlam ve önemini anlatan kısa bir yazı okudu.

Perpa TV, Anı Sağkan’nın Konuşması:

Okul yıllarımızda bize öğretilen çok temel bir bilgi var. Hepimiz hatırlarız: “Türkiye büyük bir jeopolitik öneme sahiptir” Türkiye neden jeopolitik öneme sahip?

3 tarafı denizlerle çevrili, Çanakkale ve İstanbul Boğazlarına sahip. Asya ve avrupa kıtalarını birbirine bağlıyor.

Anadolu, medeniyetlerin beşiğidir. Dünyadaki pek çok ülkenin aksine 4 mevsimi yaşıyor.

Gelecek yüzyılların enerji kaynağı bor madeninin yüzde 73’ü ülkemizde. Yanan yakılan ormanlara rağmen halen yeşil. Kuruyan su kaynaklarına rağmen halen su açısından zengin

Genç ve dinamik nüfus. Ve daha böyle, pek çok özellik…

Bugün ülkemizin içinde bulunduğu durumun temel nedeni geçmişte de belliydi bugün de değişmedi. Dünya insanı, bu yüzyılda bile kendisinde olmayanı ne pahasına olursa olsun istemeye ve ele geçirmeye çalışmaya devam ediyor.

Bunun kendi ülkelerini koruma ve politika olduğunu iddia ediyorlar. Dünyanın düzeni hala böyle. O zaman başımıza gelenlere şaşıracak bir şey yok. Bizim de gözümüzü açık tutmamız gerekir.

Belki hala farkında değiliz ancak türkiye cumhuriyeti dünyanın dengesini sağlayan bir yapı taşıdır. Anadolu’nun simgesi güneş, çağlar boyu olduğu gibi şimdi de aydınlığa işaret ediyor.

Yükselmek ve gelişmek için çok çalışacağız. Doğrudan şaşmayacağız. Birbirimize tutunacağız. Ve sonunda bütün dünyayı ışığa boğarak kucaklayacağız.

Mevlanamızın dediği gibi;

Küle döndüysen, yeniden güle dönmeyi bekle. Ve geçmişte kaç kere küle dönüştüğünü değil, kaç kere yeniden küllerin arasından doğrulup yeni bir gül olduğunu hatırla.

Her zorluğun sonunda doğan bir ışık vardır. Eğer elleriniz diken yaralarıyla kan revan içinde kaldıysa güle dokunmanıza çok az kalmış demektir.

Yaşasın hür ve bağımsız türkiye cumhuriyeti!

Cumhuriyet Bayramı 2018 törenlerinde günün anlam ve önemi üzerine konuşma yapmak için kürsüye gelen Perpa A Blok Başkanı Hasan Sezgin, ” Öncelikle bugün aramızda bulunmayan  B Blok başkanı sayın, Mithat Yümlü’ye geçmiş olsun dileklerimi iletiyor, acil şifalar diliyorum. Dualarımız kendisiyle, umarım en kısa süre içinde eskisinden daha sağlıklı bir şekilde aramızda olur.” dedikten sonra katılanlara Başkan Mithat Yümlü’yü alkışlattı. Başkan Hasan Sezgin’nin bu davranışı Perpalılar tarafından takdirle karşılandı.

Cumhuriyet Bayramı 2018 Başkan Hasan Sezgin’in Konuşması:

Değerli Konuklar,

Sevgili Perpa’lılar,

Bugün burada, Türk ulusunu bağımsızlığa kavuşturan Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ümüzün çağdaş uygar ülke olma yolunda, bizlere bırakmış olduğu en büyük miras olan, laik ve Demokratik Cumhuriyetimizin ilanının 95. yılını birlikte kutlamanın mutluluğu içerisindeyiz. Hepiniz hoş geldiniz. Cumhuriyet Bayramımız Kutlu olsun.

Öncelikle bugün aramızda bulunmayan  B Blok başkanı sayın, Mithat Yümlü’ye geçmiş olsun dileklerimi iletiyor, acil şifalar diliyorum. Dualarımız kendisiyle umarım en kısa süre içinde eskisinden daha sağlıklı bir şekilde aramızda olur.

Sevgili Perpa’lılar,

1919 yılında başlayan kurtuluş savaşının bütün olumsuzluklara rağmen iç ve dış düşmanlara karşı kazanılması ve bununla birlikte  Laik

Demokratik,  Cumhuriyet’in ilan edilmesi dünyadaki en büyük destanlardan biridir. Devrimdir…

Öyle ki bütün tarih kitaplarında yer alan dünyanın dilinde olan 1789 Fransız devrimi  ülke içinde monarşiye karşı,1917 Rusya devrimi  aynı şekilde ülke içinde  Çar yönetimine karşı yapılmış bir halk devrimidir.

Oysa Cumhuriyet, içeride saltanata karşı, dışarıda ise ağzından salyalar akan,  yeni sömürgeler arayan emperyalist  ülkelere  yani tam anlamıyla,  yedi düvele karşı kazanılmış bir zaferdir.

Sevr antlaşması ile yok sayılan bir milletin var olma mücadelesidir, yaşam mücadelesidir, bütün olumsuzluklara rağmen hayata geçirilen bir bağımsızlık nişanıdır.  Dünyada benzeri yok denecek kadar azdır.

Her yanı destan kokan bu topraklar da,  Anadolu’da son destanı yazmak, Büyük Önder Atatürk ile silah arkadaşlarına nasip oldu. Bu destanın adı da Laik, Demokratik Türkiye Cumhuriyetidir…

Sevgili Perpa’lılar,

Ulu Önder Atatürk’ün 29 Ekim 1923 tarihinde ilan ettiği Cumhuriyet, Türk milletine bırakılmış en büyük miras ve vazgeçilmez bir değerdir.

Ulusumuz saltanatın yıkılmasından sonra, Cumhuriyetle birlikte ulusal bir devletin onurlu, özgürce düşünebilen ve eşit haklara sahip yurttaşları haline gelmiş, insan hakları evrensel bildirgesinde yazılı olan haklara  kavuşarak,  bütün insanlar  özgür doğar,” herkes ırk, renk, cinsiyet, dil ve din farkı ve ayrımı gözetilmeksizin eşittir” ilkesini benimseyerek, seçme ve seçilme hakkı ile birlikte devletin tek ve gerçek sahibi olmuştur. “

Yasama, Yürütme ve Yargı Bağımsız kuvvetler haline getirilmiş bu Haklar, Anayasa ile güvence altına alınmıştır. Bugün, Cumhuriyetin ne olduğunu öğrenmek ve görmek için Ortadoğu coğrafyasına bakmak, yeterli olur. Bitmeyen savaşlar eksik olmayan ölüm ve gözyaşları…

Bu nedenle, bizlere ve gelecek nesillere düşen en önemli görev; Türkiye Cumhuriyeti’nin ülkesi ve Milletiyle, bölünmez bütünlüğünü savunmak, Atatürk ilke ve İnkılaplarını,  koruyup kollamak, iç ve dış tehditlere karşı duyarlı olmaktır.

Unutmayınız ki Laik, Demokratik Türkiye Cumhuriyeti bizi bir arada tutan çimentodur.

Türkiye, 2 milyar nüfusa sahip İslam dünyasında,  laik ve demokratik Cumhuriyet ile yönetilen tek çağdaş ülkedir. Yine unutmayınız ki Türkiye Cumhuriyeti’nin 95 yıllık öyküsü bir başarı, bir uygarlaşma öyküsüdür.

Cumhuriyetin başarıları ile haklı bir gurur duyuyoruz.

Asla unutmayalım…

Cumhuriyet Beynimizdir…

Cumhuriyet Yüreğimizdir…

Cumhuriyet Özgürlüğümüzdür…

Asla Vazgeçmemeliyiz…

Hiç kimse unutmasın ki, bu güzel Vatan’ı bir koltuk uğruna bütün değerlerinden vazgeçenler kurtarmadı, aksine Türkiye Cumhuriyet’ini uğrunda Canlarını ve Aşklarını feda edenlerle, önce vatan diyen kahramanlara borçluyuz. Bazı aymazlar, bedel ödemeden tepeden inme demokrasi dese de, bunları ciddiye almayın, nüfusunun %10 nunu şehit vermiş bir ülke başka ne bedel ödemeliydi.

Arkadaşlar bize emanet edilen Cumhuriyet, bütün bedelleri ödenmiş bir hayat pınarıdır.

Suskunluğumuz susuzluğumuza dönüşmeden; vakit, Cumhuriyet’i sonuna dek haykırma vaktidir.

Terörün olmadığı, askerlerimizin şehit düşmediği, canlı bombaların kendini patlatıp katliam yapmadığı, Cumhuriyet düşmanlarının darbe yapmadığı bir Türkiye umuduyla…

95 yıl önce büyük mücadelenin başarılmasında ve Laik Demokratik Türkiye Cumhuriyetin Kurulmasında emeği geçen, başta Büyük

Önder Atatürk’e ve bu uğurda hayatlarını kaybeden, kahramanşehitlerimizi ve gazilerimizi, bugün bir kez daha rahmet ve şükranla

anıyor, aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum. Hepinizin Cumhuriyet Bayramını tekrar kutluyorum.

Saygılarımı sunarım.